Avrupa Yakası'nın son bölümlerinde çok sevdiğim bir karakter var Dursun:) Onun çok sık kullandığı gibi "bugün..bugün olmazsa, cumartesi..bu cumartesi olmadı, bayramdan sonra..yok o bayrama yetişemedik, bu da, şu da geçsin" diyerekkk. Nerede ise 1 senedir planlanan, istenen ve beklenen buluşmamızı/görüşmemizi, nihayet geçtiğimiz cumartesi günü gerçekleştirdik. Yazılardan, maillerden, birbirimizle yorumlaşmalardan tanıdığımız "blog arkadaşlarımız" kafamızda çizdiğimiz şekillerden sıyrılıp, bir insana dönüşüverdiler:)
Sakin, mütevazi, ıssız Anadolu'ya davet ettik onları, küçük han
ımlarda bizlerle olacağı için:) Ortamının çok sıcak ve hoş olduğunu düşündüğümüz Karamela Cafe'nin çeşidi bol kahvaltı tabağı, büyük bardaklarla masamıza gelip-giden çaylar eşliğinde konuşmalara daldık. Çok konuşmuş olmamıza rağmen, kelimeler anlatmak,açıklamak karşılıklı öğrenmek istediklerimize yetemediği için..bir doymamışlık, damakta hoş bir keyifle devam ettik günümüze..
Gelirken bizler için hazırlamış oldukları incik-boncuklara karşı elimiz boş gitmek olmaz diyerek..yanda görüldüğü üzere, romantik yazılarına fon teşkil etmek üzere cam mumlukları seçtik. Foto'ları çeken kişi benim. Yüzüğünü başarılı bir şekilde çekmeye çalıştığım ise Jto, yan cepheye sıkışmış olan Nilüferhan. Eee bi de böyle bir sorun vardı, konuşurken blogcu isimlerimizle birbirimize seslenip durduk:) Benim için sorun değildi tabii ki, her yerde vili iken ;)
Derken sevgili Jto, Nilüfer'le bizler için hazırlamış oldukları, yan tarafındaki poşetleri uza
ttı. Hani aman, nedir bu abartma şimdi canım diye burun kıvıranlar olabilir:) Yapılan inceliğe, emeğe ve özene burada yazmak dışında nasıl teşekkür edeceğimizi bilememek aslında, şu an anlatılan. İlk verdiği paket kağıdından simli maske ve kitap ayraçları çıktı. Blogunda sık sık gördüğüm, beğendiğim için çok sevindim. Kendisinin yaptığını öğrenince, Mel kutuyu açmaya başlamışken ben hâlâ ayraçlara sevinçle bakıyordum:)
Kutud

a ki her şeyin tek tek bir açıklaması vardı. O bize kalsın diyorum:) Süpriz yumurtalarımızı ise daha yolda kızlar "yiyelim" diye tutturdukları için, foto'da yerleri boş kaldı. Araya bayram girince, bilgisayar başında zaman geçirme şansım olmadığı için, cd'yi hemen izleyemedim. Sessiz, sakin bir gece, kupamda ki nescafemi içerken, gözlerim hafifçe nemlenerek izledim:) Siyah-beyaz fotoğraflar üzerinde satır satır geçen şiirlerimi okudukça, sevindim de, hüzünlendim de işte...içten teşekkürler, tekrar.
Siz ne kadar samimi olarak varsanız, karşınızda ki de o kadar samimi olarak var! Değilseniz...hissediliyor:) gibi okuyunca hafif cümlelerle mana içermiyor gibi gözüken, arka planda çok anlamlı bir cümle ile nokta koymak istedim.
Not: Kısa şiirler yazıyor olmam çok isabetli bir seçim olmuş, düz yazı yazarken yazının sonunu getiremiyecek kadar çenem düşebiliyormuş :)
Not2 : Maskeleri taktığımızda Jto foto'larımızı çekti ki, çok çok güldük halimize :) Onlar yarın-öbür gün aleyhimizde delil olmak üzere, bloglara yansımadan onda kalıcak:))
Not3 : Kutunun olduğu fotoğraftaki Nestle çikolatayı, Nilüfer çocuklar için getirmişti. Bizler de birer parça yedik :)